17. Yüzyılın başında Hristiyan dünyası çalkantılı bir dönemdeydi. Reform hareketleri başlamış kilisenin tahtı sallanıyordu. Protestanlığın yükselmesi katolik kilisesi ile bir rekabet oluşturmuştu. Katolik kilisesi, dini propaganda için yüzlerce sanat eseri satın alıyordu. İşte bu yüzden üzeli çizmeye yönelik olan sanat anlayışının dışında; daha gerçekçi, daha genel kitlenin duygularına da etki edebilecek dini resimler önem kazanmıştı. 17. Yüzyılın bu durumu Michelangelo Merisi da Caravaggio gibi sanatçıları ön plana çıkardı. Evsiz, parasız, meyhanede vakit geçiren hayata karşı aykırı bir kişilik olan Caravaggio Hristiyanlığın karanlık yüzüne bakmış; fahişelerden, dilencilerden, evsizlerden modeller seçerek Aziz Petrusu, Bakire Meryemi çizerdi. Kilisenin istediği gerçekçiliği Caravaggio onlara verecekti. Caravaggio’nun kiliseye verdiği en önemli eserlerden birisi şüphesiz “İsa’nın Alımı (Taking of Christ)” tablosudur. Bu makalede İsa’nın Alımı tablosundaki ihanetin ve tutuklamanın, acizliğin gösterimi ele alacağız.
Caravaggio’nun Çalkantılı Hayatı ve İsa’nın Alınması
Michelangelo Merisi da Caravaggio, 1571′ de Milano’ da doğan büyük ressam. Hayatını şiddet, sefillik ve kaos içinde geçirdi. 1592 yılında Roma’ ya geldiğinde burada şiddetli ışık ve gölge kontrastı teknikleriyle ünlendi. Bu teknikler onun eserlerine dramatik nitelikler kazandırıyordu. Caravaggio, 1606 yılında bir düelloya girdi ve bu düelloda rakibini öldürdü. Daha sonra Roma’dan kaçarak Napoli, Malta, Sicilya gibi şehirlerde sürgün hayatı yaşadı. Caravaggio hayatını resimlere aktardı. Herkesin bildiği hikayelere kendi yaşamının izlerini yerleştirdi. Eserlerinde her zaman yüce ve kutsal olarak gösterilen insanların aciz taraflarını göstermekten çekinmedi. İşte onun eserlerinin bu kadar etkileyici olma sebebi; sanat dünyasında devrim yapan, aykırılığın temsilcisi barok akımının babasının da aykırı bir hayatının olması beklenirdi.
İsa’nın Alınması tablosu İsa’nın Gethsemane Bahçesinde Judas’ın ihanetiyle Roma askerleri tarafından yakalanışını tasvir eder. İsa’nın Alınması resmindeki bu konu, zaten yüzyıllar boyunca hristiyanların ilgisini çekmiş ve sanata dökülmesini de sağlamıştı. Ancak Caravaggio’nun İsa’nın Alınması eseri diğer eserlerden farklı olarak acımasız bir dürüstlükle ön plana çıkar. İsa’nın alınması, İncil’ deki hikayeyi temel alır: Meşhur son akşam yemeğinin yenmesi ve dualardan sonra gece gerçekleşen tutuklama. Caravaggio, çevresel unsurları görmezden gelerek bize yalnızca olayı aydınlatır ve olaya odaklanmamızı sağlar. İsa’nın Alınması resminde arkaplan sadece karanlıktır. Işık soldan gelerek İsa ve Judas’ı spot ışığı gibi aydınlatır. İsa’nın Alınması eserinin sağ arka tarafındaki adam elinde bir fener tutmaktadır ama o fenerin ışığı etkisizdir. Işık sadece izleyenlerden geliyor gibi görünür.
Karakterlerin Analizi
Caravaggio, İsa’nın Alınması resminde diğer ressamlara nazaran kişi sayısını oldukça azaltmış bize sade bir resim sunmuştur. Resimde yalnızca 7 karakter vardır bunlar: Yuhanna, İsa, Judas, üç asker, lamba taşıyıcısıdır. Caravaggio, tam bir sokak kavgasını andıran İsa’nın Alınması tablosunda İsa’yı sıradan bir insan gibi göstererek tutuklanma sürecini gerçekten şu anda yaşanıyor gibi sinematik bir şekilde bize aktarır. İsa’nın Alınmasında kaçan bir kişi resmedilir. Bu kaçan kişi Evanjelist Yuhanna’dır. Yuhanna, en genç havaridir bu yüzden sakalsız resmedilir. İsa ve Yuhanna’nın saçları aynı, tek bir varlık gibi birleşir. Yuhanna’nın pelerini, İsa’nın üzerindedir; kırmızı, şehitliği veya İsa’nın kanını sembolize eder. Hikayeye göre, İsa çarmıha gerildiğinde Yuhanna kaçacak, inancın yayıcısı ve koruyucusu olarak dine hizmet edecektir. İsa’nın Alınması resminde dikkat çekici olan bir diğer görsel, İsa’nın tepkisizliğidir. İsa İncile göre ihanetin bilincindeydi dolayısıyla İsa’nın tutuklanması İsa’yı şaşırtmaktan ziyade yalnızca bir teslimiyet duygusu yarattı. İsa’nın Alınmasında Judas, diğer tabloların dışında incelikli ve insani bir şekilde resmedilmiştir. Yüzünde sevgi, kıskançlık, nefret ve gurur vardır. İsa’ya olan ihaneti sonrasındaki pişmanlığı da yüzüne ve bedenine yansımıştır. İsa’yı canı pahasına sıkı sıkı sarmalamaya çalışır. Askerlerin zırhı cilalıdır ve ayna gibi parlar. Bunun sembolik olarak günahkarlığımıza dair bize bir ayna tuttuğu anlamı çıkarılabilir. İsa’nın Alınması tablosundaki diğer çarpıcı görsellerden birisi de lamba tutan adamın kendisidir. Lamba tutan adam aslında Caravaggio’nun bir otoportresidir. Sanatçı kendini resme bir lamba tutucu olarak yerleştirmiştir. Caravaggio’nun tuttuğu lamba sahneyi aydınlatmaz ama sembolik olarak ışık taşıyan bir adam olarak dehasını simgeliyor diyebiliriz. Caravaggio, oldukça fazla günah işlediği hayatında kendisini karşı reformun olduğu bu zamanlarda inancın yayıcılarından biri olarak görmüş ve İsa’nın Alınması tablosunda kendini bir havari gibi resmetmiştir. Buradan, kurtuluşun kendisi gibi günahkarlara geleceğine ve kurtulmuş eski bir günahkarın diğer insanlara da ışığı yayacağına dair bir anlam çıkarabiliriz.

Tablonun Kayıp ve Keşif Hikayesi
Caravaggio, hayatı boyunca ünlü isimler için resimler yapmış. Kendi tarzıyla tüm yıkıcılığıyla büyük bir ün kazanmıştır. Ancak kendisi öldükten sonra ünü giderek azalmış ve bazı eserleri de kaybolmuştur. İsa’nın Alınması tablosu o eserlerden biridir. Eser, Mattei ailesi tarafından 1800′ lü yıllarda bir İskoça satılmış. Oradan İrlandalı bir kadın satın almış ve Cizvit rahiplerine bağışlamış. İlginç olan şey bu kayıp eserin Carravaggio’ ya ait olduğunun bilinmesi ancak 1990 yılında mümkün olmuş. Eserleri gibi 38 yaşında hayatını kaybeden büyük ressamın cesedi de kaybolmuştu ancak 2010 yılında Toskana’ da bulunan kemik parçaları bulundu ve bilim insanları bu kemik parçalarının muhtemelen Caravaggio’ ya ait olduğunu söyledi. Bir kavgada yaralanarak öldüğü veya frengiden öldüğü hatta Meryem çiziminde bir fahişeyi kullandığı için kilise tarafından öldürüldüğü iddiaları bile ortaya atılmıştı. Ancak bulunan kemiklerin üzerine yapılan araştırma sonrasında Caravaggio’nun muhtemelen boyalarında kullandığı kurşunun kanına karışması sonucu kurşun zehirlenmesinden hayatını kaybettiği açıklandı.
İsa’nın Alınması, Barok sanatının dramatik gücünü yansıtan en önemli eserlerden biridir. Gerçekçiliği ile duygusal derinliği ve sembolizmiyle ortaya çıkan ölümsüz bir eserdir. Hayatını şiddetin ve inancın kesiştiği yerde yaşayan Caravaggio, eserlerine bunu yansıtmış ve eserlerindeki insanın karanlık tarafını bize kullandığı olağanüstü ışık ve kontrast teknikleriyle etkileyici bir biçimde göstermiştir. İsa’nın Alınması tablosu bize ihanetin, korkunun, pişmanlığın, teslimiyetin ve kurtuluşun en gerçekçi, insana en çok işleyen halini gösterir. İsa’nın alınması tablosu şu anda Dublin’de İrlanda Ulusal Galerisinde sergilenerek sanat tarihine ışık tutmaya devam ediyor.